26 Kasım 2014 Çarşamba

24 Kasım 2014 Pazartesi

Atatürk'ün Asansörü ve Yelken Eğitimi






Babamın bir Atı Olsada Gelse..
Annemin Yelkeni olsa Açsa da Gelse
Kardeşlerim Yolları Bilse de Gelse..


Kim bilmez ki bu türküyü, düğünlerde kına gecelerinde hüzünlü hüzünlü söylenir de durur ...

Ben aşrı aşrı memleketlere iki kardeşimi verdim, Biri Afrika nın en güney ucunda biri de neredeyse Avrupa nın en batı ucunda :) 

Yelken de nereden çıktı diyeceksiniz şimdi :) )

Uzun yıllardır çok merak ettiğimbir spordu.  Hatta bir ara çalıştığım firmada yelken takımı kuruldu ve ben malesef o sırada ortanca oğluma hamile olduğum için katılamamıştım ve çok içimde kalmıştı.

Fırsat sitelerinde cok uygun fiyata yelken eğitimi fırsatını gören eşim yurt dışında olmasına rağmen beni aradı ve hemennn çift kişilik bir eğitim satın alıverdik :)

Hayatın tadına bakanlar ekibinin yelken eğitimi macerasına fotoğrafları takip ederek devam etmeye ne dersiniz ..





22 Kasım 2014 Cumartesi

Cennette Kitap Var mıdır Öğretmenim :)

TÜYAP Kitap Fuarı 2014 - 1. bölüm

Ortaokul öğrencisiydim. Sanırım orta 1. Küçücük dünyamdaki en büyük tutkum kitap okumak. Hayatin tadı demek kitap demekti benim için ve halen de öyle..

Bir gün  din dersindeyiz , din öğretmenimiz anlatıy0r  " çocuklar iyi insan olun , kötülüklerden uzak durun , eğer iyi insan olarak vefat ederseniz mükafatı çok güzel bir cennet. Her yer yemyeşil, güzel içecekler çiçekler böcekler, çalışmak yok okula gitmek yok ders yok.. " öğretmenimin çizdiği tablo o zaman ki aklımızla o kadar güzel ki kaptırmışız hayallere, fakat aklıma birden bir kurt düştü, bu cennette bir eksiklik var.. Hemen el kaldırdım , öğretmenim bana garip bir surat ifadesiyle baktı, "bakalım yine ne yumurtlayacak" :)  der gibi.
" Cennette kitap var mı öğretmenim , yani kitap okuyabileceğiz değil mi?"

O kadar istedim ki evet var demesini, hiç kimse bizi rahatsız  etmeden, başka bir işle ilgilenmek zorunda kalmadan, hiç bir sorumluluk ve yapılması gerekenler  olmadan kitap okuyabileceğimi söyleseydi öğretmenim,  sanırım cennet kavramı bana çok daha cazip gelecekti :) :)

İşte bu nedenle her kitap fuarı ve içinde kitaplar olan her ev bana cennet gibi :)

Bu seneki kitap fuarı şimdiye kadar ziyaret ettiğim kitap fuarlarının en özeli idi.

Sevdiğim bir çok yazar ve şairi tanımak sohbet etmek ve fotoğraf çektirme imkanı buldum.  Ve şimdiye kadar tanıştıklarımın hiçbirinin kitaptaki içtenliklerinin yapmacık olmadığını gördüm.


Şimdi adım adım Kitap fuarı izlenimlerimi size fotoğraflarla aktamayı sürdüreceğim.


Evim Beylikdüzü'nde olmasına ragmen kitap fuarına araç ile gitmeyi göze alamadım. Aracımı Migros AVM otoparkına parkedip metrobuse atladım.




Metrobüs son durakta üst geçitten karşıya geçerek kolaylıkla fuar alanına ulaşabiliyorsunuz. Bu arada duraktan üst geçide kadar olan bölümde fuar esnasında ihtiyacınız olabilecek herşey mevcut,  ucuz fuar bileti :) su, yiyecek..vb. Esnafın yanından geçerken " abla içerde herşey çok pahallı, suyunu yiyeceğini burdan al" diye bir güzel uyarıyorlar :)


20 Kasım 2014 Perşembe

Ansiklopedi Roman Gibi Okunur muymuş?




TÜYAP Kitap Fuarı 2014 2. bölüm



Bizim zamanımızda zordu kitaba ulaşabilmek. Ulaşılsa bile gücü yetebilmek. Silivri Turgut Reis ilkokulunda okurken her sınıfın minik bir kitaplığı olurdu. Elbetteki ben " Kitaplık Kolu " başkanlığından asla vazgeçmezdim.  Dolaptaki kitapları her sene 3 tur bitiridim. 

Daha sonraları Silivri çarşı içindeki halk kütüphanesine pek sık uğrar oldum. Orta okuldaki herkesin kabusu olan dönem ödevleri benim için zevti. Kütüphaneye gidip ödevim olan konuyu bitirdikten sonra saatlerce kitapları karıstırmaya devam ederdim.

Evdeki kitap stoğunun beni kesmesi mümkün değildi. Bende o zamanlarda çok moda olan kupon karşılığı edinilen salonda ki mobilyaların raflarına itina ile dizilmiş ansiklopedilere dadanmııştım. Her pazar sabahı erkenden kalkar bir cilt seçer okumaya başlardım. Bunu farkeden annem " Ansiklopedi bunlar roman gibi okunur muymuş koy yerine onu  çabuk " :) nidaları ile beni o daldıgım muhteşem dünyadan uyandırırdı :) :)



İlk postumda bir bölümünü anlattığım kitap fuarına bugün kaldığım yerden devam ediyorum.. Buyrun benim kendimi kaybettiğim o güne..




Ne kadar doğru değil mi? Ne kadar da doğru söylemiş Federico Fellini, 

Ya peki Mevlanamız ?

"Seveceksen öylece sev.
Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur.
Birincisini zaten bulamazsın, ikincisinde ise, bulduğun her kusur, öğrendiğin her ayıp sahibini değil, seni çirkinleştirir. Her ikisi de seni mutsuz eder. Birincisini bulamadığın için, ikincisini ise bulduğun için mutsuz olursun..."




İmza salonlarını gezerken Canan TAN ın imza saati oldugunu gördüm ve yaklaşıp biraz seyrettim. Hiç kitabını okudum mu hatırlamıyorum ama adını çok duydum.




Neşeli , cıvıl cıvıl , pozitif, renkli ve içten bir kadın.. Bu sene 24. defa bu fuarda kitaplarını imzalıyormus. Sanırım bende böyle yaşlanmak istiyorum. Bir çok kitabı var bir gezi kitabı bile çıkarmıs.  Füsun Önal Gezikolik ayak üstü inceledim hoş bir kitap.


15 Kasım 2014 Cumartesi

Cape Agulhas - Guney Afrika



Hani bazen bir yerler gezersiniz de kalbinizden bir parça oralarda kalır..

2008 yılında kız kardeşim ve eşi ile birlikte Johannesburg dan Cape Town a rüya gibi bir yolculuk yaptık , gezdiğimiz gördüğümüz heryer çok güzeldi.

Ama ben özellikle Cape Agulhas a bayıldım.  Burası Afrika kıtasının en ama en güney ucu.

Cape Town şehrinin 176 km doğusunda. İki okyanusun birleştiği 20" boylamın geçtiği sınır kabul edilen ,   muthiş bir coğrafya.

İğne Burnu olarak ta anılan , kıyıları sığlık ve mercan kayalardan oluştuğu için fırtınalı havalarda bir çok gemimin batmasına neden olan bir burundur.

Ben gittiğimde halen batmış gemi kalıntıları mevcuttu. 

1849 yılında bu burna yapılmış olan feneri de ziyaret ettik. Fenerin seyir terasında ayakta durmakta o kadar zorlandım ki, hayatim boyunca maruz kaldığım en güçlü rüzgardı.










Bir yanda Atlas Okyanusu Bir yanda Hint Okyanusu









Korkuluklara tutunmasam uçup gideceğim :)




Batık Gemiler





Capet Agulhas ta bir pansiyonda kaldık ve hayatımda kaldıgım en inanılmaz pansiyondu. Temizliği, stili, konukseverliği, sunumu ve lezzetleri ile çok hoşumuza gitti..



Afrika kıtasının en güney ucunda bir kör piyanist  :)



Pek mahsundu dayanamadım :)





Türkiye nire ben nirede :)




Uzaklara dalmış kardesim  :) Kolay mı memleketten 10 saatlik uçuş mesafesinde yaşamak..







12 Kasım 2014 Çarşamba

Kabaklı Makarna Tarfi




Bugün çarşamba, Beylikdüzü Adnan Kahveci Mahallesindeki halk pazarının kurulma günü. Sebze meyve alışverişlerimizde hep pazarları tercih ederiz. Pazarı bölüm bölüm dolaşmak ürünleri incelemek, tezgahındaki malları hep taze ve güzel olan satıcıları belirleyip ziyaret etmek ve en çok keyif aldığım balık tezgahlarını en sona bırakıp doyasıya seyretmek. Şimdi karar verdim bir postumu da çarşamba pazarına ayırmam gerek benim.


Her çarşamba evde sebzeler meyveler tükemiş veya tek tük kalmıs olur. Bu nedenle çarşamba günleri benim " evde ne varsa" günümdür. Kalmıs tüm sebzeleri bir araya getirip gerçekten çok lezzetli yemekler yaptığım çok olmuştur.

Bugünde evde kalan iki adet girit kabağını baz alarak bir makarna - sebze festivali oluşturmaya başladım.

Bilenler bilir internette veya kitaplarda okuduğum taifleri asla birebir uygulamam hep farklı yorumlar katarım eşimin ve benim damak zevkimize uydururum yaptığım yemekleri.

O nedenle yaptığım her yemek ikinci kere yaptıgımde hiçbir zaman aynı olmaz hep farklı bir dokunuş ile minik tad değişimlerine uğrar.


Bugün ki yemeğimde kullandığım malzemeler şu şekilde

1 paket fiyonk makarna
2 adet girit kabak
1 büyük baş soğan
7-8 diş sarımsak ( sarımsak konusunda aşırı abartmayı çok severim hangi yemeği yaparsam yapayım 7-8 dişten aşağı sarımsak kullanamam o nedenle siz damak zevkinize göre sarımsak kullanabilirsiniz)
2 adet domates
1 çay kaşığı Pasta Villa Pesto sos
1 kase kadar ayıklanmıs zeytin
Avuç içi kadar kıyılmış lahana
Avuç içi kadar kıyılmış kereviz yaprağı
4 çorba kaşığı zeytinyağı
Değirmende çekilmiş bir tatlı kaşığı kadar karabiber
Tuz



Yapılışı

Önce makarnayı 1,5 lt kadar suda haşlıyorum. Burda dikkat ettiğim nokta mümkün oldugu kadar fazla su koymamaya çalışıyorum ki makarna haşlanırken suyu hapsetsin lezzetini kaybetmesin. Çok su koyup suyunu döküp makarnayı yıkadıgınızda bence lezzet kaybına uğruyor.
Bir büyük baş soganı ince ince doğradım, sarımsaklarla beraber zeytinyağı ile birlikte tencereye aldım.
Sararmaya başladıklarında ince ince doğradıgınız kabakları , lahanayı  ve hatta varsa evde rendelenmiş havucu  , bütün bu malzemeleri tencerede soteliyorum, çok fazla öldürmeye gerek yok hafif diri kalmasını tercih ediyorum ben. Soteleme işi bitmesine yakın pesto sosu da ekliyorum.

Malzemeler sote olduktan sonra suda haşlanmıs ve süzülmemiş makarnayı büyük bir tencereye alıyorum , üstüne hazırlamış oldugum sosu , doğranmıs maydonozu ve ayıklanmış zeytinleri , değirmenden çektiğim karabiberi ve çekilmiş deniz tuzunu katıp güzelce karıştırıyorum. 

Davetlerinizde misafirlerinize bile rahatlıkla ikram edebileceğiniz muhteşem makarnanız hazır :)


Aşağıda yemek yapma evresindeki malzemeler ve pişmiş halinin fotoğraflarını görebilirsiniz.

Afiyet olsun, ama yalnız yemeyin bu güzel yemeği mutlaka yanınızda dostlarınızda olsun..



Soğan ve sarımsaklar sotelenmekte..



Makarna haşlanıyor



Kabaklar ve kereviz sapı sırasını bekliyor



Kabaklar ve kereviz sapıda sahnede




Lahana ve zeytinler sabırsız



Hem kaynasın hem oynasın :)



Seviyorum bu ikiliyi..


İtalyanların en güzel buluşu :)




Ve işte kabaklı kereviz saplı lahanalı zeytinli maydonozlu domatesli makarnaaaaaaaaaaaaaa:)




Bol karabiber ile muhteşem oluyor



Kaplumbağam da bu posta pek yakıştı :)

Voleybol Akşamı



Artık her salı akşamını iple çeker olduk. Hayatın tadını spor ile çıkardığımız oldukça keyifli akşam Voleybol bizim için hem spor hem tüm ailece katılabildiğimiz bir sosyal etkinlik.

Katılan tüm arkadaşlarımızla birlikte oldukça keyifli maçlar yapıyoruz 5 set yetmiyor 6. seti bile oynuyoruz zaman zaman.





Maç öncesi ısınan oyuncular, ısınma sporda oldukça önemli , sakatlanmaların önlenmesinde payı büyük.


Maç başladı , herkes oyuna konsantre


Anne ve babalarının oyunu bitirmesini uslu uslu bekleyen minikler :)




Bu  hafta maç oldukça çekişmeli geçti ..





Galip gelen hep dostluk centilmenlik ve voleybol sevgisi





Yorgun savaşçılarımız :)


Her salı aksamı geleneksel hale getirdiğimiz bu etkinliğimize tüm arkadaşlarımız ne zaman isterlerse katılabilirler. 

Facebook ta Beylikdüzü Amatör Voleybol Grubu sayfasında da bizi izleyebilirsiniz. Henuz daha facebook linkini blog işaretlemeyi öğrenemedim :)





11 Kasım 2014 Salı

Sun City - Güney Afrika



Gezmeye, görmeye, fotoğraf çekmeye doyamadığım o muhteşem ülke, Güney Afrika..
Bir başka , bambaşka, doğası , kokusu, gökyüzü, güneşi, tadları..
Hayatın tadına dair herşeyi bulduğum sıcak sımsıcak ülke..
Bence herkesin ne yapıp ne edip hayatında bir kerecik olsun görmesi gereken bir ülke.
Her gittiğimde ruhu dinlendiren, besleyen, renklendiren , muhteşem hatıralarla döndüğüm o fantastik ülke..
Kalbimin yarısını bırakıpta döndüğüm ruhumun bir yanının benden habersiz hep gelip gittiği ülke..
Türkiye den sonra yaşamak istediğim tek ülke..
Sanırım Güney Afrika hakkındaki postlarım hiç bitmeyecek.
Bu postumda size 2013 yılının şubat ayında ziyaret ettiğim meşhur SUN CITY den izlenimlerimi paylaşmak istiyorum.
Johannesburg şehrine 187 km uzakta olan bu eğlence merkezi gerçekten de muhteşem bir tatil ve turizm merkezi.
Bünyesinde su parkları, eğlence merkezleri, casinolar, dalgalar vadisi, Safari parkları, Doğa parkaları, Hayvan çiftlikleri mevcut.




Cascades Otelin toplantı ve davet salonu , züraflar gölgesinde ne hoş değil mi :)


Lost Temple konsepti..



The Valley of the Waves

Hayatın Tadı Sporsuz Çıkmaz !


Her ne kadar yemeyi içmeyi çok sevsem de spor yapmadan hareket etmeden duramam. Eşimin verdiği fikirler yaşadığımız semtte amatör bir voleybol grubu oluşturduk.


Her salı akşamı saat :21 de  Büyükşehir Belediyesine ait bir kapalı spor salonunda arkadaşlarımızla toplanıp voleybol oynamaya başladık.




Voleybol sevgimi 40 senelik voleybol oyuncusu ve antrenörü olan babama borçlu olduğumu inkar edemem.

Takım sporlarının en güzel tarafı birlik, beraberlik, yardımlaşma ve iletişim yönlerimizi güçlendirmesi. Voleybol iki farklı takımla oynandığı halde, arada file olduğu için oyuncular arasında birbirlerini yaralama, tartışma ihtimallerinin oldukça az olduğu bir spordur.



Üstteki fotoğrafta 4 kuşak voleybolcu görüyorsunuz. Baba , kız ve damat, torun :)


Her salı aksamını heyecanla bekler, iple çeker olduk :)


Hayatın tadına varacağınız yemeli içmeli lezzetli ve spor dolu günler..

Facebook ta Beylikdüzü Amatör Voleybol Grubu olarak bizi takip edebilirsiniz

7 Kasım 2014 Cuma

Fransa - Bayonne İzlenimleri






2011 yılının Aralık ayında tam da Christmas zamanı ziyaret etmiştim bu şirin kenti. Sokaklarına dükkanlarının vitrinlerine hissedilen sakin ve huzurlu hayata bayılmıştım. Sanırım bu sakin Avrupa kentlerinde beni en çok etkileyen şey sakinlik dinginlik.. Sanki buralarda insanların hiç acelesi yok, bizim İstanbul da ise hayat sanki arkamızdan sopalı bir adam kovalar gibi akıp koşturuyor.


Bayonne, Fransa'nın güneybatısında, Akitanya bölgesindeki Pyrénées-Atlantiques ilinde kent. Nive ve Adour ırmaklarının kavuştuğu noktada, Nive'in ağzından 8 km uzakta yer alır. Vikipedi , işte böyle bir ansiklopedisel de bilgi vermek gerek arayan soran kolay bulsun diye bu güzel kenti.


Aşağıdaki fotoğraflar ılbaşı gecesi hazırlığı nedeniyle dolaştığımız kapalı bir alışveriş merkezinden başlayıp kentin sokaklarına taşıyor

Çok severim ziyaret ettiğim şehrin arka sokaklarını dolaşmayı , yerli halkın arasına karışmayı , tadını kokusunu havasını solumayı o şehrin.
Sizi Bayonne ile baş başa bırakıyorum , ilk fotoğraflar orijinal hiç oynanmamış halleri ile, en son bir tanesi benim biraz sanatsal takılmalarım üstüne com acemice denemeler :)

Bayonne ne dersin belkide çok yakında tekrar seninleyim :) :)